“Bilgin; Erol Güngör, yeni bir bakışın, yeni bir yöntemin temsilcisiydi

Çankırı Karatekin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Konferans Salonunda, geniş bir katılımla gerçekleştirilen Paneli’e Erol Güngör’ün öğrencisi Ankara Milletvekili Prof. Dr. Vedat Bilgin katıldı.

ÇAKÜ HABER MERKEZİ////

“Erol Güngör’ün Doğumunun 85. Yıldönümü” Paneli, Çankırı Karatekin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Konferans Salonunda, geniş bir katılımla gerçekleştirildi. Panelin açılış konuşmasını, eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyon Başkanı ve Ankara Milletvekili Prof. Dr. Vedat Bilgin yaptı.

Konuşmasına “Sevgili Rektörümüzü kutluyorum. Erol Bey’in 85. doğum gününü konu alan bir toplantı düzenlemesi çok önemli ve anlamlı.” diyerek, Rektör Prof. Dr. Harun Çiftçi’yi tebrikle başlayan Prof. Dr. Vedat Bilgin sözlerine şöyle devam etti: “Bu vesileyle Erol Güngör ile biraz şahsi hikâyemizden bahsetmek isterim. Erol Güngör, memlekette sağcı ya da solcu adı altında çocukların birbirine kırdırıldığı zamanlarda yazan, yazdıklarını çok farklı bir bakış açısıyla dile getiren bir mütefekkirdi. O dönemdeki birçok dergide yazıları vardı. O zaman fark ettik ki bu meseleyi bilimsel bir yöntemle anlamamız lazım. Erol Bey önce psikolog, sonra sosyal psikolog, sonra da sosyolog olmasından dolayı bu meselelere yakındı. Şunu keşfettim: Erol Bey’de farklı bir yöntem arayışı, metodolojisi vardı. O günlerde tarihsel materyalizm, materyalist bakış açısı çok popülerdi. Türkiye`de de iktisattan biyolojiye kadar her alanda üniversitelerde bu bakış açısı hakimdi. Erol Bey farklı bir şey söylüyor, onu fark ettim. Söylediği şeyin özünde şu sorular ve cevaplar vardı: İnsan nasıl davranır? Davranışlarımızın önemli bir kısmı bilinçli davranışlar değil. Bireysel olarak hayatımıza baktığımız zaman, akılcı davranışlarımızın, toplam davranışların içerisindeki yerinin çok az olduğunu fark ederiz. Yani çoğu davranışımız doğrudan doğruya akıl süzgecinden geçmiyor. Peki bunlar nereden geliyor? Bilinçaltı ve akıl dediğimiz şeyde tek bir akıl yok. Bunlar nereden geliyor? Bunlar, toplumsal bilinçten ve toplumsal bilinçaltından geliyor.”

“Erol Güngör, yaygın anlayışların dışında yeni bir bakışın, yeni bir yöntemin temsilcisiydi. ”

Erol Güngör’ün Batılılaşma, kültür ve medeniyet kavramlarına bakışının, dönemin baskın görüşlerinden farklı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Vedat Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erol Bey’in Batılılaşma ideolojisi üzerindeki eleştirileri, bu metodolojik yaklaşıma dayanıyor. Çünkü biz daha önce Batılılaşma ideolojisini, kültürün transfer edilebilir bir ürünü gibi bir şey olduğunu zannettik. Oysa Erol Bey, hiçbir kültürün transfer edilebilecek nitelikte olmadığını söylemişti. Dolayısıyla bizim de davranışlarımızın altında toplumsal, onun altında da toplumsal bilinçaltı var. Bu bizi kültüre ve kültürün anlam dünyasına götürüyor. Davranışlarımızı da burada bunlar yönlendiriyor. Netice itibariyle Erol Bey, 1970’li yıllar Türkiye`sinde yeni bir hukuk, iktisattan psikolojiye yeni bir yöntem temsilcisi olarak ortaya çıkmıştır.”

Rektör Çiftçi: “Güngör’ün mefkûresi bugüne iz bırakacak kadar güçlü, yarını inşa edecek kadar köklüdür.”

Rektör Çiftçi konuşmasına, üniversite olarak yaptıkları tüm çalışmalarda medeniyet mefkuremizden ilham aldıklarını ifade ederek, bu panelin de aynı duyarlılığın devamı olduğunu belirtti. Gençlerimizin akademik yetkinlikleri yanında sahip olduğumuz kültürün her unsurunu içselleştirerek yetişmelerini hedeflediklerini ifade eden Rektör Çiftçi, konuşmasına şöyle devam etti. “Değerlerin hızla yozlaştığı bir çağda, kimliğini geleneği, kültürü, inancı üzerinden tanımlayabilen, bu değerleri yaşayan ve geleceğe tevarüsünde medeniyetimizle insicamlı bir şekilde yeniden üreten bir nesil yetiştirmek istiyoruz. Bu hedefe ulaşmak için, özellikle kültürel değerlerimizin tanıtılması kadar, fikir ve yaşamlarıyla düşünce dünyamıza iz bırakan aydınların tanıtılmasını da hayati görüyoruz. Bu doğrultuda bugün fikri derinliği kadar akademik üretkenliği ile de gençlerimize rol model olmasını önemli gördüğümüz bir aydını merhum Erol Güngör’ü anlatacağız. Erol Güngör`le teşrik-i mesaisi olan Sayın Bakanımız bugün sözün sahibi olarak, Güngör’ün fikirleri ve eserlerindeki metodolojiyi anlatarak gençlerimize birinci ağızdan önemli bilgiler verecektir.

“Erol Güngör nasıl biridir dendiğinde, tek cevap ‘Bizden Biri’ olmuştur.”

Prof. Dr. Erol Güngör, sosyal bilimler denince Türkiye`de ilk akla gelen isimlerden Prof. Dr. Mümtaz Turhan’ın öğrencisidir. Mümtaz Turhan “Benim en önemli eserim Güngör’dür. Özellikle Türk milletine ilim adamı noktasında da en büyük katkımız o olmuştur” diyerek, Güngör’ün tarihimizdeki yeri doldurulamaz aydın kimliğinin önemini ifade etmiştir. Yüzlerce eser bırakarak 44 yaşında vefat eden Prof. Dr. Erol Güngör, kısa bir hayatın nasıl bereketli, verimli ve iz bırakarak yaşanabileceğini göstermiştir. Güngör, Cumhuriyet sonrası yükseköğretim kurumunda atılması gereken adımları çok iyi takip etmiş, değerlendirmiş ve çözüm önerileri sunmuştur. Güngör’ün yaklaşımındaki en önemli husus Tanzimat`tan beri yönünü Batı’ya dönmüş, öz güveni eksik aydınlara karşı yeni bir paradigma ortaya çıkarmasıdır. Bu yönüyle Erol Güngör; tarihine, kültürüne, edebiyatına, diline sahip olabilecek bir neslin varlığını hayati gören ve eserleriyle buna destek veren önemli isimlerden biridir.

.Liseli yaşlardayken bile Arapçayı çok iyi konuşabilecek, yazabilecek bir seviyeye gelen iyi bir talebe olan, Ahilik kültürünün ortaya çıktığı ocaktan yetişen Erol Güngör’ün hayatı ve fikirleri bize çok önemli miraslar bırakmıştır. Erol Güngör nasıl biridir dendiğinde, tek cevap ‘Bizden biri’ olmuştur. İlmi hikmetle mezcedip bilim olarak icra eden Güngör Kırşehir`in kendine özgü mayasını üstünde taşıtan biridir. İnsanların yetişmesinde, şahsiyetinde, derin izler bırakan gerçekten çok önemli bir muhit olan Kırşehir, Ahi Evran’ın olduğu yerdir, Hacı Bektaş’ın olduğu yerdir, Aşık Paşa’nın olduğu yerdir, Gülşehri’nin olduğu yerdir. En önemlisi Yunus Emre`nin olduğu yerdir. Dolayısıyla böyle bir atmosferde, böyle bir iklimde yetişen birinin “bizden biri” olması tesadüf değildir.

İlmi, hakikate giden en güzel ve en kısa yol olarak ifade eden Güngör, düşünceleri ile bugüne önemli izler bırakan, ilim için uğraşan biz akademisyenlere de ödev yükleyen bir şahsiyettir. Yetiştiğimiz milletin, bize emek sarf eden devletin üzerimizdeki hakkını ödeyebilmenin en önemli yolu geleceğe kalıcı “bizden” eserler bırakmaktır. Bunun zirvesi kuşkusuz ilmi hakikate ulaşmak için rehber gören Erol Güngör gibi eserleri Türk milletinin hizmetine sunmaktır. Sözlerime son verirken başta şehitlerimiz olmak üzere, ahirete irtihal eden tüm ilim insanlarımızı ve Erol Güngör’ümüzü anarak rahmet diliyorum. Onların ortaya çıkardığı ışığın, ocağın hiç sönmemesi temennisiyle hepinize tekrar saygı ve muhabbetlerimi arz ediyorum.”

Panel, açılış konuşmalarının ardından, Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akgül’ün, “Erol Güngör’ün Hayatı ve Eserleri”; Çankırı Karatekin Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Yıldız’ın, “Erol Güngör’ün İslam ve Tasavvuf Konusundaki Görüşleri” başlıklı konuşmalarıyla devam etti.

Yayınlanma Tarihi: 05 Aralık 2023 Salı